23 Mayıs 2019 Perşembe

2017-2018 ÖĞRETİM YILI HUKUK METODOLOJİSİ DERSİ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2017-2018 ÖĞRETİM YILI
HUKUK METODOLOJİSİ DERSİ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI[1] 08.11.2017
SORULAR:
1. Genişletici amaçsal yorum nedir, kıyas nedir, bunların arasında ne fark vardır? (25 Puan)
Yorum yoluyla, bir hukuk kuralının içerdiği kelimelerin, işaret ettiği anlamından daha geniş kapsamlı bir amaç takip ettiği sonucuna varılırsa genişletici amaçsal yorum söz konusu olur. Burada yasanın sözüne, amacı göz önünde tutularak, sözlük anlamına göre daha geniş bir anlam verilir ve yasanın kapsamı genişletilir.(5p.) Hukukta kıyas, bir yasanın, gündelik dil açısından bakıldığında söz konusu yasanın uygulama alanının ne çekirdeğine ne de çevresine dâhil olan fakat bu yasanın kapsadığı başka olaylara asli unsurlar itibariyle benzeyen bir olaya uygulanmasıdır.(5p.) Kıyas argümanı üç adımda kurulur. İlk adımda iki olaydaki kişi, nesne, belge, hak, ödev ve benzerlerinin benzediği ortaya konulur. İkinci adımda bu benzerliklere dayanılarak, iki olaya aynı hükmün uygulanmasının doğuracağı sosyal etkilerin de benzer olacağı öngörülür. Üçüncü adımda bu iki olaya aynı hükmün uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı ifade edilir ve kıyas argümanı kurulmuş olur.(5p.) Örneğin alacaklının temerrüdü durumunda kefilin kefalet borcundan kurtulacağı kanunda hükme bağlanmışken rehin veren hakkında bir hüküm bulunmuyorsa, belirtilen adımlar çerçevesinde, iki borcun benzer bir niteliğe sahip olduğu (ikisi de fer’i borçtur) ve aynı hükmün uygulanması sonucunda benzer sosyal sonuçların ortaya çıkacağı ortaya konularak alacaklının temerrüdü durumunda rehin verenin de borcundan kurtulacağı sonucuna ulaşılması gerektiği öne sürülebilir. Görüldüğü üzere kıyasta hakkında hüküm bulunmayan bir konu hakkında boşluk(5p.) durumu söz konusudur. Burada birbirinden farklı iki kavram arasındaki benzerlik gözetilerek bu boşluk doldurulurken genişletici amaçsal yorumda tek bir kavram(5p.) vardır ve bu kavrama uygulanacak bir norm da bulunmaktadır; yorum yolu ile bu hukuk kuralının, amacı da dikkate alınarak anlamı belirlenmeye çalışılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus özellikle ceza hukukunu ilgilendirir. Zira ceza hukukunda kıyas yasağı vardır ancak genişletici amaçsal yorum yapılabilmektedir.
2. Açık boşluk nedir? Hangi durumlarda ortaya çıkar? Örneklerle açıklayınız. (20 Puan)
Kanunda düzenlenmesi gerektiği halde somut olaya ilişkin probleme uygulanabilecek hiçbir kanun hükmünün bulunmaması halinde açık boşluktan söz edilir. Açık boşluk dört nedenden ötürü ortaya çıkabilir:
1.      Yasa koyucunun özensizliği(2p.): Yasa koyucu kanunda düzenlemesi gereken bir hususu özensizlik, dikkatsizlik veya unutkanlık nedeniyle düzenlememiş olabilir. Örneğin Türk Medeni Kanunun 74\2 fıkrasıyla ilgili olarak böyle bir durumdan söz etmek mümkündür. Bu fıkra ile derneklerin olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapılması gerekliliği hükme bağlanmıştır. Ancak kanunun hiçbir maddesinde bu gerekliliğin yerine getirilmemesinin ne gibi bir hukuki sonuç doğuracağı belirtilmemektedir. Bu halde de bir açık boşluk söz konusudur.(3p.)
2.      Öngörülemeyen ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmeler(2p.): Hukuk, toplum hayatı içerisinde yeni ortaya çıkan ekonomik mübadele biçimleri veya genel olarak toplumsal ilişki biçimlerine süratle karşılık veremeyebilir. Örneğin internet üzerinden yapılan alışverişlerle ilgili bütün konular hukukta henüz yerini almamıştır. Bu nedenle hukuk meydana gelebilecek bazı problemler bakımından boşluk içerebilir. Bu da bir açık boşluktur ancak bu kaçınılmaz bir durumdur. Bu durumda kanun koyucu mümkün olduğu ölçüde süratle harekete geçmeli ve yeni sorunlar için yeni hukuki çözüm yollarını kanunlarla ortaya koymalıdır.(3p.)
3.      İptal veya ilga(2p.): Anayasa mahkemesince iptal edilen veya yasama organının çıkardığı bir ilga kanunu ile ilga edilen hükmün yerine yenisi yapılıncaya kadar o hükümle hukuki çözüme bağlanmış olan sorunlar bakımından kanunda bir boşluk ortaya çıkmış olacaktır. Bu boşluk da kaçınılmaz olarak ortaya çıkar ve burada da kanun koyucunun süratle iptal veya ilga edilmiş olan kanunun yerine o kanunun düzenlediği konuyla ilgili bir yeni kanun yapmalıdır.(3p.)
4.      Çatışma(2p.): Hukuk kuralları arasında özel-genel kanun; sonraki-önceki kanun veya üst-alt kanun gibi çatışma ilkeleri ile çözülemeyecek bir çatışma söz konusuysa bu durumda da bir açık boşluk olduğu kabul edilmektedir.(3p.)
3. Hukuki faaliyetler hangi ana başlıklar altında incelenebilir? Kısaca açıklayınız. (15 Puan)
a)     Uyuşmazlık önleyici hukukçuluk(3 p.): Bu başlık altında hukuki uyuşmazlıkları henüz ortaya çıkmadan engelleme veyahut en aza indirme amacıyla hukuki faaliyet yapılır. İyi yasalar yapmak, iyi sözleşmeler hazırlamak bunlara örnek olarak gösterilebilir.(2 p)
b)     Uyuşmazlık çözücü hukukçuluk (hüküm hukukçuluğu)(3 p.): Çıkmış olan hukuki uyuşmazlıkların çözüme ulaştırılması faaliyetleri bu başlık altında toplanır. İyi mütalaalar, dilekçeler, bilirkişi raporları, hükümler ve gerekçeler oluşturmak bu faaliyetlere örnektir.(2 p.)
c)      Akademik hukukçuluk(3 p.): Hukukun kuramsal ve uygulamaya yönelik alanlarına ilişkin doktrin oluşturma ve diğer hukuki faaliyetler için insan kaynağı yetiştirme faaliyetleri bu başlık altındadır. İyi makaleler, kitaplar, bilimsel mütalaalar yazmak ve iyi hukuk öğretimi gibi çalışmalar bu faaliyetlere örnektir.(2 p.)
4. Bu sorulardan birini yanıtlayınız (10 Puan) (İpucu: İkisinin de cevabı aşağı yukarı aynı.):
a. Neden ‘ademimerkeziyetçilik’ kelimesinin bir anlamı vardır da ‘strijitegulovitt’ kelimesinin yoktur?
veya,
b. “Bizim işte her zaman yorum yapılır, ama her zaman yorum problemi çıkmaz” diyen bir hukukçu ne demek istemektedir?
Bu sorunun yanıtında -mealen- anlamın uzlaşımsallığının/konvansiyonelliğinin ifade edilmiş olması durumunda 10 puan alınacaktır.
5. Aşağıdaki kararı, hukuki akıl yürütme ve argümantasyon araçlarının kullanımı açısından inceleyiniz. (40 Puan)
Bu sorunun yanıtında aşağıdaki metinde tespit edilen argümantasyon araçlarının kullanıldığının temellendirilerek açıklanması gerekmektedir. İsabetli ve doğru temellendirilmiş 4 tespit tam puan alınması için yeterlidir. Yanlış tespit başına 5 puan not kırılacaktır.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
ANAYASA MAHKEMESİNİN DEĞERLENDİRMESİ
2556 sayılı Kanun Tasarısının Hükümet Gerekçesinde, nezaret hakkının mahiyeti ve şümulü hakkında bir açıklama yapılmamakla beraber, Adalet Komisyonu raporunda (tarihsel yorum), bütün hâkimler üzerinde Adalet Bakanının nezaret hakkını haiz olduğunun esas olarak kabul edildiği ve bu yetkinin hâkimlerin bağımsızlığına dokunur nitelikte olmadığı ve ancak bir hâkim hakkında muttali olacağı isnatlara dair kendisinden cevap almak üzere makamına çağırabilmesi ve hâkimin de gelmeğe mecbur olması maddede tavzih edilmek suretiyle kabul olunan nezaret hakkının mahiyeti ve şümul derecesinin tayin edildiği açıklanmaktadır.
Türk hukuk lügatine göre:
Nezaret, murakabe, denetleme kelimesinin karşılığıdır.(lafzi yorum)
Hâkimlerin bahis konusu 83üncü madde ile Adalet Bakanının etki alanı içine alındığında şüphe yoktur. Hâlbuki Anayasası'nın 3üncü bölümünün "Yargı" başlığı altında yer alan genel hükümler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esasını sağlamak için konulmuştur. Bu hükümlerin, Anayasa'nın hâkimleri her türlü etkiden uzak tutmak, görevlerini Anayasa'ya kanunlara hukuk kurallarına ve vicdanî kanaatlerine göre yapmalarını sağlamak amacını güttüğü meydandadır.(objektif amaçsal yorum)
Yüksek Hâkimler Kurulunun görevlerini tayin eden 45 sayılı Yüksek Hakimler Kurulu Kanunu’nun 2nci maddesinde, hâkimlerin bütün özlük işleri hakkında karar verme yetkisi Yüksek Hâkimler Kuruluna verilmiş ve hâkimlerin denetiminin, Yüksek Hâkimler Kurulunca görevlendirilecek üst dereceli hâkim eliyle yapılacağı, hâkimlerle hâkim yardımcılarının görevlerinden doğan veya görevleri sırasında İşledikleri suçları veya sıfat ve görevleri icaplarına uymayan hal ve eylemlerinin ihbar ve şikâyet edilmesi veya cereyan eden işlemlerden bunların öğrenilmesi halinde ilgili hâkim veya hâkim yardımcısı hakkında soruşturma yapılıp yapılmamasının Yüksek Hâkimler Kurulunca takdir edileceği aynı kanunun 42nci ve 43üncü maddelerinde açıklanmıştır. Anayasa'nın 144üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanununun 47nci maddesinde yer alan Adalet Bakanının gerekli gördüğü hallerde bir hâkim hakkında disiplin kovuşturması açılması için Yüksek Hâkimler Kuruluna başvurabileceği yolundaki hüküm, sadece hâdiseyi yetkili merciine intikal ettirme imkânını vermek maksadıyla sevk edilmiş olduğundan bunun hâkimler üzerinde bir denetim ve nezaret hakkının kullanılması anlamına gelmeyeceği şüphesizdir. (sistematik yorum)
Nitekim 45 sayılı kanunun Adalet Komisyonu raporunda bu konuyu ait olarak "Adalet Bakanının sadece kendisine ulaşan kanuna aykırı davranış iddiasının şekline göre gerekli gördüğü hallerde bir hâkim hakkında disiplin işlemi yapılması için Yüksek Hâkimler Kuruluna başvurabilmesi, Bakana verilmiş bir görev mahiyetinden ziyade adlî cihazla olan yakın münasebetleri dolayısıyla muttali olduğu takıp mevzuu hususlar hakkında Yüksek Hâkimler Kurulunun dikkatini çekmekten ibarettir. Bu müracaat tasarının gerekçesinde belirtildiği gibi Bakanın hâkimler üzerinde mevcut bir nezaret ve murakabe yetkisinin neticesi değildir" denilmektedir.(tarihsel yorum)
Bu hükümlerden anlaşılmaktadır ki, Anayasa esaslarına uygun olarak düzenlenen 45 sayılı kanunla Adalet Bakanının, hâkimlerin denetimine ve özlük işlerine ilişkin bütün yetkileri alınarak hâkimlik teminatı ve mahkemelerin bağımsızlığı kuralına göre teşekkül eden Yüksek Hâkimler Kuruluna verilmiştir. Bu duruma göre Adalet Bakanının hâkimleri etki alanı içine alacak herhangi bir yetkiye sahip bulunduğu düşünülemez. Hâkimler Kanununun iptali istenen 83 üncü maddesi 45 sayılı kanunun getirdiği yeni hükümlere aykırı bulunması karşısında artık uygulanmasına imkân kalmamıştır. Bu nedenle konusu bulunmayan iptal davasının reddi gerekir.(lex posterior derogat legi priori)


[1] Yanıtlar örnek niteliğindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder