23 Mayıs 2019 Perşembe

2016-2017 ÖĞRETİM YILI HUKUK METODOLOJİSİ DÖNEM SONU SINAVI - 23.05.2017

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2016-2017 ÖĞRETİM YILI
HUKUK METODOLOJİSİ DÖNEM SONU SINAVI - 23.05.2017
Sınav Yönergesi: Sınav süresi 30 dakikadır. Doğru ifadeler için A, yanlış ifadeler için B seçeneğini işaretleyiniz. Sadece doğru yanıtlar değerlendirilecektir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz.



1.      Yorumu gerekli kılan nedenlerden biri; dilin kullanımının yol açtığı sorunlar ve dilin yoruma ve boşluk oluşturmaya açık bir bünyeye sahip oluşudur.
2.      Yasama yorumu, 1924 Anayasası ile öngörülmemiş olmakla birlikte, 1961 ve 1982 anayasasında yer verilmiş olan bir yorum türüdür.
3.      Bilimsel yorumun mahkemeleri bağlayıcı gücü yoktur.
4.      Objektif-teleolojik yorum yöntemine göre, yasanın anlamını bulmak için sözler yeterli olmadığında yasayı yapanın onu ortaya koyarken izlediği amaç araştırılır. Bu amaç yasa koyucunun yasanın yapıldığı tarihteki amacına göre belirlenmektedir.
5.      Kıyasta hakkında hüküm bulunmayan bir konu hakkında boşluk durumu söz konusu iken genişletici amaçsal yorumda uygulanacak bir norm vardır ve bu hukuk kuralı, amacı da dikkate alınarak geniş olarak yorumlanır.
6.      Kanunda düzenlenmesi gerektiği halde somut olaya ilişkin probleme uygulanabilecek hiçbir kanun hükmünün bulunmaması halinde hüküm içi boşluktan söz edilir.
7.      Kanunda yasa koyucunun isteği ve iradesi ile bir konuda boşluk bırakılmış olması halinde bilinçli boşluktan söz edilir.
8.      Örtülü boşlukta kanunda görünüşte bir hüküm vardır ancak hüküm uygulandığında açıkça adaletsiz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden buna örtülü boşluk denmektedir. Bu bakımdan açık boşlukta kural eksikliği varken, örtülü boşlukta kural aksaklığı olduğu söylenebilir.
9.      Hüküm içi boşluk hukuki öngörülebilirliği zedeleyen bir hukuk problemidir özellikle ceza kanunlarında bu tür boşlukların bulunması suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
10.   Yasalar arası çelişmezliği gözetmek yasa koyucunun iş yoğunluğunu önemli ölçüde arttıracaktır. Bu nedenle yasa koyucu çelişkilerin çözümünü yargıya bırakmalı ve yasalar arası çelişkiler yargı organları tarafından özel-genel yasa veyahut önceki-sonraki yasa vb. ilişkiler kurularak belirli ilkeler çerçevesinde giderilmelidir.
11.   Benzer yasal konular aynı yasa içerisinde düzenlenmeli farklı düzenlemelere dağıtılmamalıdır. Yasa, bir konu ile ilgili muhtemel soruların yanıtlandığı, olguların ve hukuki sonuçların birbirleri ile ilişkili biçimde ve birbirlerine yakın olacak şekilde belirtildiği bir kılavuz görünümü arz etmelidir.
12.   Eldeki sorunun bir düzenleme yapmayı gerekli kılıp kılmadığı önemli bir konu olup üzerinde ayrıntılı olarak durulmalıdır. Eğer eldeki sorun çok geniş kapsamlı ise, zamanla kendiliğinden çözülmesi mümkün değilse veya düzenleme dışı tedbirlerle çözülme imkânı yoksa bu konuda yasal düzenleme yapılmamalıdır.
13.   Yasa yapım süreçlerinde başka ülkelerin tecrübelerinin ele alınması çoğu zaman faydalıdır. Ancak diğer ülkelerin tecrübeleri kendi başlarına bir anlam ifade etmezler. Yasalar her zaman üzerinde işleyecekleri ülkenin özel koşulları ve gerçekliği çerçevesinde ele alınmalı ve karşılaştırılmalıdır.
14.   Bir kanunun belirli hükümlerini değiştirmek, kanunu bütünüyle değiştirmeye göre hazırlık tedbirleri bakımından çok daha yüksek maliyetli bir tercihtir.
15.   Kamu spotları, bilgilendirme kampanyaları ve benzeri etkinlikler vatandaşların davranışları üzerinde önemli etkiye sahiptir. Sağlık, enerji tasarrufu, trafik gibi konularda doğrudan yasal müdahaleye başvurmadan halkla ilişkiler ve bilinçlendirme yolu ile de istenen hedeflere ulaşılabilir.
16.   Belirli hedeflere, yaptırımdansa teşvik yolu ile ulaşmaya çalışmak daha etkili olabilir. Vergi indirimleri veya doğrudan devlet teşvikleri bu çerçevede kullanılan araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
17.   Yeni kanun yapmak nispeten hukuken boş bir alanda yapılmaktadır. Bu durum, çelişki ve çatışma ihtimalini arttırırken hata ve yasa boşluğu ihtimalini azaltır.
18.   Bir yasa üzerinde çok sayıda değişiklik yapılmış olması anlaşılırlığı azaltır. Üzerinde çok fazla değişiklik yapılmış olan bir yasaya bir değişiklik daha eklemektense yasayı bütünüyle yenilemek tercih edilmelidir.
19.   Yasa koyucu geriye dönük değerlendirme ile ileriye dönük değerlendirme arasında bir tercihte bulunmalı, iki değerlendirme türünü birlikte kullanmamalıdır.
20.   İleriye dönük değerlendirme yürürlüğe sokulacak düzenlemenin muhtemel etkileri hakkında daha yetkin bir öngörü ortaya koymak amacıyla, henüz yasama süreci tamamlanmadan yapılan değerlendirmedir.
21.   Geriye dönük değerlendirme ancak düzenleme yürürlükten kalktıktan sonra yapılabilir.
22.   Bir düzenleme son derece etkin ve aynı zamanda eldeki meselenin çözümü bakımından son derece elverişsiz olabilir.
23.   Elverişlilik ölçütü, yasanın hedef kitlesinin (bireyler, firmalar, kamu görevlileri vs.) gözlemlenebilen tutum ve davranışlarının yasanın yapılmasını emrettiği tutum ve davranışlara benzerliği ölçüsünde gerçekleşir. Diğer bir ifadeyle yasaya ne ölçüde uyulduğu ile ilgilidir.
24.   Verimlilik söz konusu düzenleme işlemiyle ilgili maliyet ve fayda dengesine ilişkin bir ölçüttür.
Maliyet, düzenlemenin salt maddi etkilerine ilişkindir, manevi etkilerin ölçülmesi mümkün olmadığından bunlar verimlilik değerlendirilmesinde göz önünde tutulmamalıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder