AKDENİZ
ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2018-2019 ÖĞRETİM YILI
HUKUK
FELSEFESİ VE SOSYOLOJİSİ DERSİ YILSONU SINAVI ÖZET ve ÖRNEK CEVAP ANAHTARI 24.5.19
SINAV
YÖNERGESİ:
Sınav süresi 120 dakikadır. Aşağıdaki
sorulardan seçtiğiniz dördünü yanıtlayınız. Cevap kâğıdındaki ilk dört yanıt
dikkate alınacaktır. Her bir soru 30 puan değerindedir. Dijital kaynaklar hariç
her tür basılı ve yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Ek kâğıt verilir.
Tükenmez kalem kulanınız. Kitap ve makalelerden yaptığınız doğrudan alıntıların
altını çiziniz. Uzun alıntılar ve ilgisiz açıklamalar puan kırılmasına neden
olur. İmla, kompozisyon ve yazının okunaklılığı değerlendirilerek kâğıdın
geneli üzerinden puan ekleme veya azaltma yapılabilir. Sınav yönergesini ve soruları
anlamak sınava dâhildir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz.
Başarılar dilerim.
Furkan
Kararmaz
SORULAR
1. “Farz edelim ki, Merihli
bir sosyolog dünyaya gelip Türkiye’de araştırma yapmak için yerleşiyor ve
kimseye görünmediği için kolayca araştırmalarını sürdürebiliyor. Merihli Cuma
günleri iki müesseseye giden insanların çoğaldığını görecektir: Camiler
kalabalıklaşıyor ve bankalara girip çıkan artıyor. Merihli bunları
kaydedebilir, fakat “hafta sonu” ve “İslam dini” müesseselerinin Türkler için
“anlamını” saptayamazsa, toplumun analizini pek ileriye götüremez.”
Bu
sözleri sizce Marx, Durkheim ve Weber üçlüsünden en çok hangisi desteklerdi?
Neden? Açıklayınız.
Weber(10p.),
Anlayış Sosyolojisi(10p.), yorumlayıcı sosyal bilimin toplumsal gerçeklik anlayışı(10p.)
2. “Hukuksuz ‘filia’ vardır ama ‘filia’sız hukuk
yoktur” sözü hangi düşünüre aittir? Bu sözle özetlenmek istenen nedir?
Açıklayınız.
Aristoteles
(10 p.), insanın toplumsallaşma eğilimi ve olanağı olarak filia (10p.), hukukun
kaynağı olarak toplumsal ilişkilerin ortaya konulması ancak her toplumsal
ilişkinin hukuk oluşturmaması(10p.)
3. Normatif
olguların hukukileşmesi sürecinde iktidarın rolü nedir? Örneklerle açıklayınız.
Bir
kez ortaya çıkmakla insanları belirli bir yönde davranmaya iten alışkanlık,
gelenek, yöntem gibi kararlı toplumsal unsurlara, gruplara, kişiler arası
ilişkilere, toplum yapılarına normatif olgular diyoruz. Bunlar hukuk yaratmaya
veya hukuka temel teşkil etmeye elverişli olgulardır. Bunlar, bitirilmesi
gereken bir iş fikrini içerirler ve bunlara toplum nazarında olumlu bir değer
yüklenmekte ve bu değer davranışlarla da tasdik edilmektedir. (10 Puan) Bu
koşulları sağlayan bir olgu normatif olgu olarak adlandırılabilir ve hukuka
temel teşkil edebilir. Ancak henüz hukuk değildir. Toplumsal olgular liberal
hukuk yaklaşımlarında ileri sürüldüğü gibi kendiliğinden hukukileşmez. Hukuk
olabilmesi için o toplumda yer alan iktidar dolayımından geçmesi gerekir. Bu
iktidarın bugünkü anlamda modern iktidar olması şart değildir. Bir normatif
olgu karşısında iktidar, gözettiği hukuk siyaseti çerçevesinde farklı yönlerde
karar alabilir. İktidar o normatif olguyu onaylayıp tanzim etme yolunu
seçebilir veya o normatif olguyla mücadele etme ve ortadan kaldırma yolunu
seçebilir. İki durumda da normatif olgu hukuka temel teşkil etmiş olacaktır.
İktidar bu normatif olguya şu veya bu yönde müdahale etmeme yolunu da
seçebilir. Bu halde bu olgunun hukukiliği tartışmaya açıktır. (10 Puan) Bir de
örnek verilmesi gerekiyor: Töre cinayetleri örneği veya patika örneği olabilir
veyahut da meseleye uygun başka bir örnek olabilir. (10 p.)
4. “Okulu
bırakıp boş gezmeye başlayınca herkesle tanıştım, her ortama girdim çıktım. Eve
gitmez oldum. Okul iyi değildi. Öğretmenle aramızda kavga çıktı. Beni herkesin
önünde dövdü. Bizim maddi durumumuz yoktu. Herkes biliyordu annem kâğıt
topluyor. Kimse benimle gezmezdi. Ben de tayfalara girdim. Bizim tayfamız her
yere uzanırdı. Başka tayfalar da var. Gültepe, Gaziosmanpaşa, Fatih… Hepsinin
tayfasına girdim çıktım, oturdum, kalktım. Sonra D. ağabey gel beraber
koşturalım dedi. Diyeceksin ki seni nasıl buldular? Bunlar esrar, hap satılan
yerlerde kaynağa yatarlar. Hangi çocuk çok para veriyor, sık geliyorsa onu
ekibe katarlar. En kolay balicileri avlarlar. Balicilere bir gecekondu
gösterirler, burada otur derler. Onlara bitikler denir. Bitiklerin bir üstüne
tayfa denir. Ben tayfayım mesela, benim bir üstüm ekip başı, onun bir üstü de ‘güzel
ağabey’. Bir sıkıntı oldu mu bitiklerden birine gel buraya der ağabey, git
karakola üstlen. Kendisi girse 20 yıl, çocuk girse 2 yıl yatar. Güzel ağabey
içeride ona bakar. Tayfa bir Mercedes buldu diyelim hemen ekip başına verir.
Ekip başı onu güzel ağabeyin ‘change’cisine götürür. Yirmi bin lirayı alır.
Ekibe dağıtır. Güzel ağabey bugün gelir tayfadan birine cigara ısmarlar. Sen
bilirsin ki yarın onu özel ekibine alacak. Güzel ağabeyin ekibi üç katlı
villada oturur, normal tayfa gecekonduda…”
Bir
hükümlünün anlattığı bu durum suç davranışını açıklamaya yönelik sosyolojik
kuramlardan hangisine örnek gösterilebilir? Açıklayınız.
Alt-kültür
kuramı (10 p.) Sosyoekonomik açıdan kötü durumda olan ailelerin çocuklarının
yer aldığı çete benzeri grupların oluşumun açıklayan bir kuram (10p.) Meşru
statü hiyerarşileri içerisinde yer bulamayan/bulamayacağını fark eden
çocukların alternatif statü hiyerarşilerinin yer aldığı çeteler içerisine
yönelmeleri hususu (10p.)
5.
“Çok
farklı çevrelerden kadınlar, kadına yönelik şiddetin mağduru olabilirler. Ancak
kadına yönelik şiddet mağduriyetinin yoğunlaştığı bir sosyoekonomik risk grubu
da oluşturulabilir.”
Burada
sözü edilen risk grubunun karakteristikleri nelerdir?
(Bu yanıtın buradaki kadar uzun olması gerekmiyor. Sayısal verilere ve istatistiklere de gerek yok. Genel profilin ortaya konulması yeterli.)
Şiddete
uğrayan kadınların yaşlarına bakıldığında, büyük bir bölümünün 25-45 yaş
aralığında olduğu görülmüştür. Görece olarak genç ve yaşlı kadınların mağdurlar
içerisinde daha küçük bir bölümü oluşturdukları görülebilir. Eğitim durumu bakımından
mağdurların çoğunluğunu ilkokul mezunu veya hiç okula gitmemiş kadınlar
oluşturmaktadır. Mağdurların istihdam durumuna bakıldığında, yüzde yetmişlik
bir kesimin işgücüne katılmayan kadınlardan ve yüzde onluk bir kesimin ücretsiz
aile işçilerinden oluştuğu görülmektedir. Sonuç olarak şiddete uğrayan
kadınların yüzde seksenden fazlasının kişisel gelir sağlayan bir işi
bulunmamaktadır. Çalışan kadınlar ise çoğunlukla tarım ve hizmet sektörlerinde
istihdam edilmektedirler. Mağdur kadınların yüzde on beşi kendi adlarına
kayıtlı (veya ortağı oldukları) bir evin bulunduğunu, yüzde sekizi ise bir
arazisinin olduğunu belirtmiştir. Bunun dışında şiddet mağduru kadınların çok
küçük bir kısmı kendi adlarına kayıtlı bir şirketin, aracın veya banka
hesabının olduğunu belirtmiştir. Çalışan mağdur kadınların yüzde on sekiz
kadarı sosyal güvenlik sistemi dâhilindedirler. Mağdur kadınların yüzde on
dokuzu her hangi bir geliri (istihdam veya istihdam dışı) olduğunu belirtirken,
bu kadınların yüzde otuzu gelirlerinin kontrolünün kendilerinde olmadığını
ifade etmiştir. Şiddete uğrayan kadınların yüzde otuz beşi zor durumlarda bir
ay boyunca geçinmelerini sağlayacak kadar paraya sahip olduğunu belirtirken,
yüzde elli altısı acil durumlarda ailelerinden destek alabileceklerine
inandıklarını beyan etmiştir. Şiddet mağduru kadınların yarıya yakını
evlendiklerinde on sekiz-yirmi dört yaş aralığındayken, yaklaşık yüzde otuz
beşi evlendiklerinde on sekiz yaşından küçük olduklarını belirtmiştir. Şiddetin
yaşandığı evliliklerin çoğunluğunda hem dini hem de resmi nikâhın yapılmış
olduğu görülmektedir. Mağdur kadınların yaklaşık yüzde yirmi beşi evliklerinin
kendi istekleri dışında aile zoru ile olduğunu belirtirken, yine yaklaşık yüzde
yirmi beşlik kısmı evliliklerinde başlık parası ödendiğini veya akraba evliliği
yaptıklarını ifade etmiştir. Sonuç olarak ortaya çıkan tabloda şiddete uğrayan
kadınların, çoğunlukla orta yaş grubunda (5p.), düşük eğitim düzeyine sahip(5p),
istihdama katılmayan(5p.) veya katılsa dahi önemli oranda geliri üzerinde kontrolü
olmayan(5p. ) ve önemli oranda rızaları dışında evlenmek zorunda kalmış(5p.)
kadınlardan oluştuğu görülmektedir.
Tablo-1’deki
verilere bakarak KYŞ mağduriyetinin sosyoekonomik açıdan belirli gruplarda
yoğunlaşsa da toplumun her kesimine belirli düzeylerde yayıldığını
söyleyebiliriz(5p.). Bu durum, şiddet sonrası desteğe ihtiyaç duyan kişilerle
ilgili belirli bir profil oluşturmayı ve bu profile uygun olacak tek tip destek
biçimleri ve koruma yöntemleri ile soruna yaklaşmayı imkânsız kılmaktadır. Çok
farklı sosyal çevrelerden kadınlar KYŞ mağduru olabilirler. Kadınların tekil
durumları sorunun yaşanış biçimini büyük oranda belirlemektedir. Örneğin yabancı uyruklu bir sığınmacı kadın
ile evlenip boşanmış bir kadın veya reşit olmayan bir kadın veyahut eşcinsel
bir kadın, (kaçarak evlenme nedeniyle aileden dışlanmış bir kadın, engelli bir
kadın, seks işçisi bir kadın, herhangi bir geliri olmayan bir kadın, imam
nikâhlı bir kadın, HIV pozitif bir kadın vs.) KYŞ mağduru olduklarında bu
mağduriyeti aynı şekilde yaşamayacaklardır. İçinde bulundukları tekil durum
onların hem sosyal çevrelerini hem de hukuki statülerini birbirinden farklı
kılacaktır.
6.
“Hem
Türkiye’de hem de diğer ülkelerde içinde bulunduğumuz çağda iş hukukunun
paradigması değişmektedir. Çalışma yasalarına bakıldığında, işçilerin korunması
hedefinden, işçi ve işveren arasında çalışma yaşamında bir dengenin kurulması
hedefine doğru yöneldiği görülüyor. Piyasanın ihtiyaçları ile çalışanların
ihtiyaçlarını birlikte gözetecek bir denge kurma çabasında, tarafların eşit
güçte olmadıkları hesaba katılmadıkça ve bu gözetilmeden politika
üretildiğinde, bir dengeden söz etmek oldukça zor olacaktır. Denge kurulsun ya
da kurulmasın, burada değişen şey, tıpkı özgür emek sorununun kökenindeki gibi,
iş ilişkisinde işçinin bağımlı ve tabi rolünün görmezden gelinmeye
başlamasıdır.”
Bu
sözleri sarf eden kişi, içinde bulunduğumuz çağda iş hukukunun paradigmasının
değiştiği yönündeki iddiasını hangi güncel olay ve olguları öne sürerek
destekleyebilir? Açıklayınız.
Burada
çok yapılandırılmış bir cevap beklentisi yok. Derslerde sözünü ettiğimiz taşeronlaşma, özel istihdam
büroları, zorunlu arabuluculuk, kıdem tazminatı fonu, esnek çalışma gibi iş
güvencesini ortadan kaldırmaya ve iş hukukunun işçiyi korumak için getirilmiş emredici
kurallarını etkisizleştirmeye yönelen güncel gelişmelerden bahsedilmesi
bekleniyor. Bunlardan üçünü ortaya koyan tam puan alır.