27 Mayıs 2019 Pazartesi

2018-2019 ÖĞRETİM YILI HUKUK FELSEFESİ TARİHİ DERSİ DÖNEM SONU SINAVI ÖZET CEVAP ANAHTARI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2018-2019 ÖĞRETİM YILI
HUKUK FELSEFESİ TARİHİ DERSİ DÖNEM SONU SINAVI ÖZET CEVAP ANAHTARI 24.5.19
SINAV YÖNERGESİ:
Sınav süresi 60 dakikadır. İstediğiniz iki soruya yanıt veriniz. Dijital kaynaklar hariç her tür basılı ve yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Ek kâğıt verilmez. Tükenmez kalem kulanınız. Kitap ve makalelerden yaptığınız doğrudan alıntıların altını çiziniz. Uzun alıntılar ve ilgisiz açıklamalar puan kırılmasına neden olur. İmla, kompozisyon ve yazının okunaklılığı değerlendirilerek kâğıdın geneli üzerinden puan ekleme veya azaltma yapılabilir. Sınav yönergesini ve soruları anlamak sınava dâhildir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz. Başarılar dilerim. Furkan Kararmaz

SORULAR
1. Ortaçağ’da İslam ve Hıristiyan dünyaları açısından bir felsefi kültür birliğinden bahsetmek mümkün müdür? Açıklayınız. (60 puan)
Yanıt olumlu da olumsuz da olabilir. Böyle bir kültür birliğinden söz edebilmek için bu dönemde Müslüman ve Hıristiyan filozoflarca ortaya konulan felsefi çalışmalarda kaynaklar (20p.), meseleler(20p.) ve tezler(20p.) bakımından ortaklıkların bulunduğunun ortaya konulması gerekir. Buna koşut olacak şekilde bu hususlarda önemli ayrılıkların ortaya konulması ile de olumsuz bir yanıt temellendirilmelidir.
Örneğin Augustinus, Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Aquinolu Tomasso gibi düşünürlerin Antik Yunan felsefesini ortak kaynak olarak kullanmaları ortaya konup burada bir silsile bulunduğu iddia edilebilir ve bu temel üzerinden diğer unsurlardaki benzerlikler açıklanabilir. Öte yandan İncil ve Kuran’ın normatif yoğunluk farkları üzerinde durulabilir. Yine Gazali ve kelamcıların görüşlerine atıf yaparak olumsuz bir yanıt temellendirilip bunlar üzerinden ilerlenebilir.
Yanıtın ayrıntılı olması beklenmemektedir.

2. Euthyphron ikilemi çerçevesinde Kelam ve Felasife geleneklerini karşılaştırınız. (60 Puan)
Euthyphron ikileminin belirtilip kısaca açıklanması (20 p.)
Kelamcıların dogmatik tutumu (20p.)
Felasife’nin Platon'un idea yaklaşımını sürdürmesi (20p.)

3. Hypatia ve Farabi’nin mensubu olduğu felsefe okulu hangisidir? Bu okulun temel felsefi yönelimi ve hedefi nedir? Farabi bu yönelim dâhilinde ne gibi gayretler ortaya koymuştur? (60 Puan)
Yeniplatonculuk. (10 p.)Yeniplatonculuğun yönelimi ve hedefi olarak Platon ve Aristoteles’in görüşlerinin uyumlu olduğunu ortaya koyma ve bu görüşleri birleştirme girişimleri (10p.). Farabi’nin İdeal Devlet’te (El Medinetü'l Fazıla) Aristoteles metafiziği(20p.) ve Platon’un Devlet eserindeki görüşlerini(20p.) alıntılaması ve bunları uyumlulaştırma ve İslam toplumlarına uyarlama girişimi.

İKRAMİYE SORU
Aşağıdaki beyitler kime aittir? Beyitleri kısaca yorumlayınız. (20 Puan)
İşitin ey ulular ahir zaman olısar[1]
Sağ Müslüman seyrektir ol da güman olısar
Dânişmend okur tutmaz derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez sağır hemen olısar
Gitti beyler mürveti binmişler birer atı
Yediği yoksul eti içtiği kan olısar
Ya’ni er koptu erden elin çekmez murdardan
Deccal kopısar yerden onlar uyan olısar
Birbirine yan yana ettiğim kalır sana
Yarın mahşer gününde cümle ayan olısar
Ey […] imdi senin aşk ile geçsin günün
Sevdiğin kişi senin canına can olısar
Beyitler Yunus Emre’ye aittir. (10p.)
Yorumlar makul olma(10p.)  ölçütü dışında sınava tabi değildir.


[1] Olısar: Olacak.

25 Mayıs 2019 Cumartesi

2018-2019 ÖĞRETİM YILI HUKUK FELSEFESİ VE SOSYOLOJİSİ DERSİ YILSONU SINAVI ÖZET ve ÖRNEK CEVAP ANAHTARI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2018-2019 ÖĞRETİM YILI
HUKUK FELSEFESİ VE SOSYOLOJİSİ DERSİ YILSONU SINAVI ÖZET ve ÖRNEK CEVAP ANAHTARI 24.5.19
SINAV YÖNERGESİ:
Sınav süresi 120 dakikadır. Aşağıdaki sorulardan seçtiğiniz dördünü yanıtlayınız. Cevap kâğıdındaki ilk dört yanıt dikkate alınacaktır. Her bir soru 30 puan değerindedir. Dijital kaynaklar hariç her tür basılı ve yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Ek kâğıt verilir. Tükenmez kalem kulanınız. Kitap ve makalelerden yaptığınız doğrudan alıntıların altını çiziniz. Uzun alıntılar ve ilgisiz açıklamalar puan kırılmasına neden olur. İmla, kompozisyon ve yazının okunaklılığı değerlendirilerek kâğıdın geneli üzerinden puan ekleme veya azaltma yapılabilir. Sınav yönergesini ve soruları anlamak sınava dâhildir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz. Başarılar dilerim.              
Furkan Kararmaz
SORULAR
1.     Farz edelim ki, Merihli[1] bir sosyolog dünyaya gelip Türkiye’de araştırma yapmak için yerleşiyor ve kimseye görünmediği için kolayca araştırmalarını sürdürebiliyor. Merihli Cuma günleri iki müesseseye giden insanların çoğaldığını görecektir: Camiler kalabalıklaşıyor ve bankalara girip çıkan artıyor. Merihli bunları kaydedebilir, fakat “hafta sonu” ve “İslam dini” müesseselerinin Türkler için “anlamını” saptayamazsa, toplumun analizini pek ileriye götüremez.”[2]
Bu sözleri sizce Marx, Durkheim ve Weber üçlüsünden en çok hangisi desteklerdi? Neden? Açıklayınız.
Weber(10p.), Anlayış Sosyolojisi(10p.), yorumlayıcı sosyal bilimin toplumsal gerçeklik anlayışı(10p.)

2.     Hukuksuz ‘filia’ vardır ama ‘filia’sız hukuk yoktur” sözü hangi düşünüre aittir? Bu sözle özetlenmek istenen nedir? Açıklayınız.
Aristoteles (10 p.), insanın toplumsallaşma eğilimi ve olanağı olarak filia (10p.), hukukun kaynağı olarak toplumsal ilişkilerin ortaya konulması ancak her toplumsal ilişkinin hukuk oluşturmaması(10p.)

3.     Normatif olguların hukukileşmesi sürecinde iktidarın rolü nedir? Örneklerle açıklayınız.
Bir kez ortaya çıkmakla insanları belirli bir yönde davranmaya iten alışkanlık, gelenek, yöntem gibi kararlı toplumsal unsurlara, gruplara, kişiler arası ilişkilere, toplum yapılarına normatif olgular diyoruz. Bunlar hukuk yaratmaya veya hukuka temel teşkil etmeye elverişli olgulardır. Bunlar, bitirilmesi gereken bir iş fikrini içerirler ve bunlara toplum nazarında olumlu bir değer yüklenmekte ve bu değer davranışlarla da tasdik edilmektedir. (10 Puan) Bu koşulları sağlayan bir olgu normatif olgu olarak adlandırılabilir ve hukuka temel teşkil edebilir. Ancak henüz hukuk değildir. Toplumsal olgular liberal hukuk yaklaşımlarında ileri sürüldüğü gibi kendiliğinden hukukileşmez. Hukuk olabilmesi için o toplumda yer alan iktidar dolayımından geçmesi gerekir. Bu iktidarın bugünkü anlamda modern iktidar olması şart değildir. Bir normatif olgu karşısında iktidar, gözettiği hukuk siyaseti çerçevesinde farklı yönlerde karar alabilir. İktidar o normatif olguyu onaylayıp tanzim etme yolunu seçebilir veya o normatif olguyla mücadele etme ve ortadan kaldırma yolunu seçebilir. İki durumda da normatif olgu hukuka temel teşkil etmiş olacaktır. İktidar bu normatif olguya şu veya bu yönde müdahale etmeme yolunu da seçebilir. Bu halde bu olgunun hukukiliği tartışmaya açıktır. (10 Puan) Bir de örnek verilmesi gerekiyor: Töre cinayetleri örneği veya patika örneği olabilir veyahut da meseleye uygun başka bir örnek olabilir. (10 p.)

4.      Okulu bırakıp boş gezmeye başlayınca herkesle tanıştım, her ortama girdim çıktım. Eve gitmez oldum. Okul iyi değildi. Öğretmenle aramızda kavga çıktı. Beni herkesin önünde dövdü. Bizim maddi durumumuz yoktu. Herkes biliyordu annem kâğıt topluyor. Kimse benimle gezmezdi. Ben de tayfalara girdim. Bizim tayfamız her yere uzanırdı. Başka tayfalar da var. Gültepe, Gaziosmanpaşa, Fatih… Hepsinin tayfasına girdim çıktım, oturdum, kalktım. Sonra D. ağabey gel beraber koşturalım dedi. Diyeceksin ki seni nasıl buldular? Bunlar esrar, hap satılan yerlerde kaynağa yatarlar. Hangi çocuk çok para veriyor, sık geliyorsa onu ekibe katarlar. En kolay balicileri avlarlar. Balicilere bir gecekondu gösterirler, burada otur derler. Onlara bitikler denir. Bitiklerin bir üstüne tayfa denir. Ben tayfayım mesela, benim bir üstüm ekip başı, onun bir üstü de ‘güzel ağabey’. Bir sıkıntı oldu mu bitiklerden birine gel buraya der ağabey, git karakola üstlen. Kendisi girse 20 yıl, çocuk girse 2 yıl yatar. Güzel ağabey içeride ona bakar. Tayfa bir Mercedes buldu diyelim hemen ekip başına verir. Ekip başı onu güzel ağabeyin ‘change’cisine götürür. Yirmi bin lirayı alır. Ekibe dağıtır. Güzel ağabey bugün gelir tayfadan birine cigara ısmarlar. Sen bilirsin ki yarın onu özel ekibine alacak. Güzel ağabeyin ekibi üç katlı villada oturur, normal tayfa gecekonduda…”
Bir hükümlünün anlattığı bu durum suç davranışını açıklamaya yönelik sosyolojik kuramlardan hangisine örnek gösterilebilir? Açıklayınız.
Alt-kültür kuramı (10 p.) Sosyoekonomik açıdan kötü durumda olan ailelerin çocuklarının yer aldığı çete benzeri grupların oluşumun açıklayan bir kuram (10p.) Meşru statü hiyerarşileri içerisinde yer bulamayan/bulamayacağını fark eden çocukların alternatif statü hiyerarşilerinin yer aldığı çeteler içerisine yönelmeleri hususu (10p.)

5.     “Çok farklı çevrelerden kadınlar, kadına yönelik şiddetin mağduru olabilirler. Ancak kadına yönelik şiddet mağduriyetinin yoğunlaştığı bir sosyoekonomik risk grubu da oluşturulabilir.”
Burada sözü edilen risk grubunun karakteristikleri nelerdir?
(Bu yanıtın buradaki kadar uzun olması gerekmiyor.  Sayısal verilere ve istatistiklere de gerek yok. Genel profilin ortaya konulması yeterli.)

Şiddete uğrayan kadınların yaşlarına bakıldığında, büyük bir bölümünün 25-45 yaş aralığında olduğu görülmüştür. Görece olarak genç ve yaşlı kadınların mağdurlar içerisinde daha küçük bir bölümü oluşturdukları görülebilir. Eğitim durumu bakımından mağdurların çoğunluğunu ilkokul mezunu veya hiç okula gitmemiş kadınlar oluşturmaktadır. Mağdurların istihdam durumuna bakıldığında, yüzde yetmişlik bir kesimin işgücüne katılmayan kadınlardan ve yüzde onluk bir kesimin ücretsiz aile işçilerinden oluştuğu görülmektedir. Sonuç olarak şiddete uğrayan kadınların yüzde seksenden fazlasının kişisel gelir sağlayan bir işi bulunmamaktadır. Çalışan kadınlar ise çoğunlukla tarım ve hizmet sektörlerinde istihdam edilmektedirler. Mağdur kadınların yüzde on beşi kendi adlarına kayıtlı (veya ortağı oldukları) bir evin bulunduğunu, yüzde sekizi ise bir arazisinin olduğunu belirtmiştir. Bunun dışında şiddet mağduru kadınların çok küçük bir kısmı kendi adlarına kayıtlı bir şirketin, aracın veya banka hesabının olduğunu belirtmiştir. Çalışan mağdur kadınların yüzde on sekiz kadarı sosyal güvenlik sistemi dâhilindedirler. Mağdur kadınların yüzde on dokuzu her hangi bir geliri (istihdam veya istihdam dışı) olduğunu belirtirken, bu kadınların yüzde otuzu gelirlerinin kontrolünün kendilerinde olmadığını ifade etmiştir. Şiddete uğrayan kadınların yüzde otuz beşi zor durumlarda bir ay boyunca geçinmelerini sağlayacak kadar paraya sahip olduğunu belirtirken, yüzde elli altısı acil durumlarda ailelerinden destek alabileceklerine inandıklarını beyan etmiştir. Şiddet mağduru kadınların yarıya yakını evlendiklerinde on sekiz-yirmi dört yaş aralığındayken, yaklaşık yüzde otuz beşi evlendiklerinde on sekiz yaşından küçük olduklarını belirtmiştir. Şiddetin yaşandığı evliliklerin çoğunluğunda hem dini hem de resmi nikâhın yapılmış olduğu görülmektedir. Mağdur kadınların yaklaşık yüzde yirmi beşi evliklerinin kendi istekleri dışında aile zoru ile olduğunu belirtirken, yine yaklaşık yüzde yirmi beşlik kısmı evliliklerinde başlık parası ödendiğini veya akraba evliliği yaptıklarını ifade etmiştir. Sonuç olarak ortaya çıkan tabloda şiddete uğrayan kadınların, çoğunlukla orta yaş grubunda (5p.), düşük eğitim düzeyine sahip(5p), istihdama katılmayan(5p.) veya katılsa dahi önemli oranda geliri üzerinde kontrolü olmayan(5p. ) ve önemli oranda rızaları dışında evlenmek zorunda kalmış(5p.) kadınlardan oluştuğu görülmektedir.
Tablo-1’deki verilere bakarak KYŞ mağduriyetinin sosyoekonomik açıdan belirli gruplarda yoğunlaşsa da toplumun her kesimine belirli düzeylerde yayıldığını söyleyebiliriz(5p.). Bu durum, şiddet sonrası desteğe ihtiyaç duyan kişilerle ilgili belirli bir profil oluşturmayı ve bu profile uygun olacak tek tip destek biçimleri ve koruma yöntemleri ile soruna yaklaşmayı imkânsız kılmaktadır. Çok farklı sosyal çevrelerden kadınlar KYŞ mağduru olabilirler. Kadınların tekil durumları sorunun yaşanış biçimini büyük oranda belirlemektedir.  Örneğin yabancı uyruklu bir sığınmacı kadın ile evlenip boşanmış bir kadın veya reşit olmayan bir kadın veyahut eşcinsel bir kadın, (kaçarak evlenme nedeniyle aileden dışlanmış bir kadın, engelli bir kadın, seks işçisi bir kadın, herhangi bir geliri olmayan bir kadın, imam nikâhlı bir kadın, HIV pozitif bir kadın vs.) KYŞ mağduru olduklarında bu mağduriyeti aynı şekilde yaşamayacaklardır. İçinde bulundukları tekil durum onların hem sosyal çevrelerini hem de hukuki statülerini birbirinden farklı kılacaktır.


6.     Hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde içinde bulunduğumuz çağda iş hukukunun paradigması değişmektedir. Çalışma yasalarına bakıldığında, işçilerin korunması hedefinden, işçi ve işveren arasında çalışma yaşamında bir dengenin kurulması hedefine doğru yöneldiği görülüyor. Piyasanın ihtiyaçları ile çalışanların ihtiyaçlarını birlikte gözetecek bir denge kurma çabasında, tarafların eşit güçte olmadıkları hesaba katılmadıkça ve bu gözetilmeden politika üretildiğinde, bir dengeden söz etmek oldukça zor olacaktır. Denge kurulsun ya da kurulmasın, burada değişen şey, tıpkı özgür emek sorununun kökenindeki gibi, iş ilişkisinde işçinin bağımlı ve tabi rolünün görmezden gelinmeye başlamasıdır.”
Bu sözleri sarf eden kişi, içinde bulunduğumuz çağda iş hukukunun paradigmasının değiştiği yönündeki iddiasını hangi güncel olay ve olguları öne sürerek destekleyebilir? Açıklayınız.
Burada çok yapılandırılmış bir cevap beklentisi yok. Derslerde sözünü ettiğimiz taşeronlaşma, özel istihdam büroları, zorunlu arabuluculuk, kıdem tazminatı fonu, esnek çalışma gibi iş güvencesini ortadan kaldırmaya ve iş hukukunun işçiyi korumak için getirilmiş emredici kurallarını etkisizleştirmeye yönelen güncel gelişmelerden bahsedilmesi bekleniyor. Bunlardan üçünü ortaya koyan tam puan alır.



[1] Merih: Mars.
[2] Şerif Mardin, İdeoloji, 17. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul, 2015, s. 52.

23 Mayıs 2019 Perşembe

2018-2019 ÖĞRETİM YILI HUKUK FELSEFESİ TARİHİ DERSİ ARA SINAVI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2018-2019 ÖĞRETİM YILI
HUKUK FELSEFESİ TARİHİ DERSİ ARA SINAVI ÖZET CEVAP ANAHTARI
SINAV YÖNERGESİ:
Sınav süresi 60 dakikadır. İstediğiniz iki soruya yanıt veriniz. Dijital kaynaklar hariç her tür basılı ve yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Ek kâğıt verilmez. Tükenmez kalem kulanınız. Kitap ve makalelerden yaptığınız doğrudan alıntıların altını çiziniz. Uzun alıntılar ve ilgisiz açıklamalar puan kırılmasına neden olur. İmla, kompozisyon ve yazının okunaklılığı değerlendirilerek kâğıdın geneli üzerinden puan ekleme veya azaltma yapılabilir. Sınav yönergesini ve soruları anlamak sınava dâhildir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz. Başarılar dilerim. Furkan Kararmaz

SORULAR
1. Antik Atina tarihinde çağ değişimlerine neden olan olaylar nelerdir? Bu olayların Atina’da siyasi ve hukuki kurumlara ve düşüncelere ne gibi yansımaları olmuştur? Açıklayınız. (60 Puan)
a. Demir çağına geçiş -> Krallıklar (20 Puan)
b. Yağmalar ve kent devletlerinin kurulması -> Aristokrasi -> Soylular Meclisi -> Doğa Felsefesi (20 Puan)
c. Salamis Zaferi ve Deniz Ticareti -> Demokrasi -> Halk Meclisi -> Siyaset Felsefesi (Sofistler ve Sokratikler) (20 Puan)
2. Arete, Dike ve Nous kavramları üzerinden Antikçağ felsefesinin ana hatlarını ortaya koyunuz. (50 Puan)
Antikçağ felsefesinde ontolojiye kozmik bir evren anlayışı hakimdir. Bu anlayış bilgi ve değer alanlarında da kendini göstermektedir. Tersten gidecek olursak Díkê bu bağlamda işlerin normal seyri, usul, beklenilen edim, tazmin anlamında görünür, özgün anlamı muhtemeldir ki yol, patikadır. “Onun  (Díkê:  adalet  tanrıçası)  yaptığı  ölçüyü  aşanlara  haddini  bildirmek  ve  güzel  uyumu  -‐oluşu-‐  korumaktır.  Ceza sadece ikilik gören gözdedir,  her şeyi bir  gören  tanrısal  bakışın  manzarası  ise  karşıtların  ahengidir.  Bir şeyin ölümü,  başkasının doğumudur;  nihayetinde  “İnen  ve  çıkan  yol  bir  ve  aynıdır.”(Heraklitos)
Konumuzla doğrudan alakalı olan bir diğer kelime de aretê’dir, çünkü cevaplanması gereken sorulardan biri, insanın insan olduğu için yapması gereken o işin-yani insanın aretê’sinin- ne olduğudur. Aretê günümüz dillerine üstünlük, erdem, fazilet (excellence, virtue) olarak çevrilir.64 Fakat Yunan için evveliyatla canlı, cansız her şeyin bir aretêsi vardır ve bir şeyin önemli olmasını sağlayan şey olarak üç unsuru barındırır: 1-bir şeyin iç yapısı, niteliği; 2-tanınmışlığı, 3-onu takdir edecek olan öteki. Nihayette, aretê bir şeyin münhasır olarak yetkinliğini ifade eder; tikel bir beceridir. İnsanlar için ise toplum içerisinde, mesleki bir ehliyettir. Örneğin askerin aretêsi, cesarettir. Sokratesçi literatürde insan, diğer canlılardan akıl sahibi olması münasebetiyle ayrılır; o halde onun aretêsi bilgili olmaktır.
Yunanca nous, dilimize zeka, akıl olarak çevrilir. Yunan literatüründe Anaksagoras’ta evrene düzen veren akıl, Herakleitos’ta düzenleyici lógos olarak betimlenir, Platon’da ise nous hem içkin hem de aşkındır, aynı zamanda epistemolojik bir yetiye işaret etmektedir. O halde akıl dendiğinde hem evrendeki düzenin işaret edildiğini hem insanın bunu idrak edebilme yetisini hem de kendi yaşayışını ve toplumun birlikteliğini düzenleyebileceği dayanağı anlamak lazım gelir.
(Kavramların tanımları 5’er puan, genel bağlamında ortaya konulması 35 puan değerindedir.)
3. Sizce Sokrates Platon’u mu yoksa Aristoteles’i mi daha haklı bulurdu? İki düşünürü varlık (ontoloji), bilgi (epistemoloji) ve değer (etik/aksiyoloji) kavrayışları bakımından karşılaştırarak açıklayınız. (90 Puan)

Ontoloji
Epistemoloji
Aksiyoloji
Sokrates
Tartışmaya açık.
Tümevarım
Erdem etiği
Platon
İdealar
Anımsama
Erdem etiği
Aristoteles
Formlar
Tümevarım
Erdem etiği

Yukarıdaki tabloda belirtilen felsefi pozisyonların ortaya konulması beklenmektedir. Her bir sütunda belirtilen hususların içeriklerinin karşılaştırılması 30 puandır. Bunun üzerine öğrencinin Platon veya Aristoteles’ten birini seçmesinin veya seçmemesinin puanlama üzerinde bir etkisi yoktur.

İKRAMİYE SORU: Aşağıdaki şiirin bu derste anlatılanlarla bir ilgisi olabilir mi? Yorumlayınız. (20 Puan)
“Buruşuk pardesülü adam dalgın
gittikçe daha dalgın, elinde cetvel
masada hesap makinesi, pusula
yetmiyor dibe dalmasına
bağlıyor kalın bir urganla beline
ağır bir sandık
salıyor kendini
yeşil yosunların
kırmızı balıkların
uçan kabarcıkların
derinliklerine
orada
bir sandık buluyor
yakutlar, altınlar, pırlantalar
adam dibe inmek için beline bağladığı
sandığını keşfediyor dibe ulaştığında.
Öyleyse adamın eyvah ışıdı yüreği
eve dönmesine gerekçe
bulamayacak bir daha.”[1]

Tek bir anlama zorlamak her ne kadar şiirin doğasına aykırı olsa da burada öğrencinin dikkat etmesi gereken tekniğin olanakları ve sınırlılıklarıdır. Bu bakımdan dönemin ikinci haftasında tartışılan felsefe, bilim ve teknoloji ilişkisi üzerinden verilen her yanıt tam puan alır. Diğer yanıtlar da yapılan yorumların niteliğine göre değerlendirilecektir.


[1] İsmet Özel’in Ils Sont Eux şiirinden bir parça.

2017-2018 ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ HUKUK FELSEFESİ TARİHİ BÜTÜNLEME SINAVI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2017-2018 ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ
HUKUK FELSEFESİ TARİHİ BÜTÜNLEME SINAVI 18.06.18
Yönerge: Sorulardan birini yanıtlayınız. Her soru 110 puan değerindedir. Her türlü basılı yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Sınav süresi 40 dakikadır. Tükenmez kalem kullanınız. Başarılar dilerim. Dersten geçmek için almanız gereken notu sınav kâğıdınızın sonuna yazabilirsiniz.                                               Furkan KARARMAZ

SORULAR: 1. “İkinci Öğretmen” lakabına sahip olan düşünür kimdir? Bu düşünür neden bu lakapla anılmaktadır? Bu düşünürün siyaset felsefesi yaklaşımını ana hatlarıyla özetleyiniz.

2. Rousseau’nun toplum sözleşmesi yaklaşımını Hobbes ve Locke’dan ayıran en önemli özelliği nedir? Açıklayınız.

3. “Kanunların Ruhu Üzerine” kimin eseridir? Bu eseri hukuk ve siyaset felsefesi açısından önemli ve özgün kılan özellikler nelerdir? Kısaca açıklayınız.

2017-2018 ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ HUKUK FELSEFESİ TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI


AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2017-2018 ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ
HUKUK FELSEFESİ TARİHİ FİNAL SINAVI CEVAP ANAHTARI[1] 31.05.18

Yönerge: Sorulardan birini yanıtlayınız. Her soru 110 puan değerindedir. Her türlü basılı yazılı kaynağı kullanmak serbesttir. Sınav süresi 40 dakikadır. Tükenmez kalem kullanınız. Başarılar dilerim. Dersten geçmek için almanız gereken notu sınav kâğıdınızın sonuna yazabilirsiniz.                                               Furkan KARARMAZ
SORULAR: 1. Felsefenin İslam ve Hıristiyanlıkla olan ilişkilerini birbirinden farklı kılan etkenler nelerdir? Kısaca açıklayınız.
2. Siyasi düşünceler tarihi içerisinde İbn Haldun’u değerli ve özgün bir düşünür kılan nedir? Açıklayınız.
3. “Francisco Suarez siyasi iktidarın oluşumu hakkında Aristoteles’in söylediklerinden farklı bir şey söylememektedir” diyen birinin sözlerinde haklılık payı var mıdır? Tartışınız.

Cevap 1:
a) İslam'ın felsefeyle tanıştığı dönemde kendine has bir mantık ilmi olarak halihazırda 'Kelam'a sahip olması; Hıristiyanlık'ta ise böyle bir ilim olmadığından Aristo mantığı ve dolayısıyla Antikçağ felsefesinin bir ihtiyaç olarak benimsenmesi... (30 p.)
b) Gazali başta olmak üzere kelamcıların etkin muhalefeti... (30 p.)
c) Kuran ve İncil arasındaki normatif yoğunluk farklılığı (Kuran'ın ahkam ayetlerinin çokluğu - İncil'in ise kıssalardan oluşuyor olması) (30 p.)
d) Kilisenin Antik felsefeyi resmen benimsemesi... (20 p.)

Cevap 2:
a) Olması gerekene (ideale) değil, olana yönelmesi... (30 p.)
b) Olgusal temellere dayanan toplum tasnifi... (30 p.)
c) Ümran Bilimi... (30 p.)
d) Laik yönelimi... (20 p.)

Cevap 3:
a) Zoon politikon kavrayışı çerçevesinde aile ve köyün oluşumu aşamalarına kadar Suarez'in Aristoteles'i takip etmiş olması... (30 p.)
b) Suarez'in Aristoteles'ten ayrıldığı nokta olarak 'boyun eğdirici güç' ve 'yargılayıcı güç'ün doğal değil bilinçli yaratımlar olması... (40 p.)
c) Toplum sözleşmesi... (40 p.)



[1] Özet ve örnek niteliğindedir. Tartışılması gereken asgari hususlar belirtilmiş ayrıntılara girilmemiştir. Burada belirtilen beklentilerden farklı yazılmış ancak iyi gerekçelendirilmiş yanıtlar da kabul edilir.

2016-2017 ÖĞRETİM YILI HUKUK METODOLOJİSİ DÖNEM SONU SINAVI - 23.05.2017

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2016-2017 ÖĞRETİM YILI
HUKUK METODOLOJİSİ DÖNEM SONU SINAVI - 23.05.2017
Sınav Yönergesi: Sınav süresi 30 dakikadır. Doğru ifadeler için A, yanlış ifadeler için B seçeneğini işaretleyiniz. Sadece doğru yanıtlar değerlendirilecektir. Sınav sonunda soru kâğıtlarını alabilirsiniz.



1.      Yorumu gerekli kılan nedenlerden biri; dilin kullanımının yol açtığı sorunlar ve dilin yoruma ve boşluk oluşturmaya açık bir bünyeye sahip oluşudur.
2.      Yasama yorumu, 1924 Anayasası ile öngörülmemiş olmakla birlikte, 1961 ve 1982 anayasasında yer verilmiş olan bir yorum türüdür.
3.      Bilimsel yorumun mahkemeleri bağlayıcı gücü yoktur.
4.      Objektif-teleolojik yorum yöntemine göre, yasanın anlamını bulmak için sözler yeterli olmadığında yasayı yapanın onu ortaya koyarken izlediği amaç araştırılır. Bu amaç yasa koyucunun yasanın yapıldığı tarihteki amacına göre belirlenmektedir.
5.      Kıyasta hakkında hüküm bulunmayan bir konu hakkında boşluk durumu söz konusu iken genişletici amaçsal yorumda uygulanacak bir norm vardır ve bu hukuk kuralı, amacı da dikkate alınarak geniş olarak yorumlanır.
6.      Kanunda düzenlenmesi gerektiği halde somut olaya ilişkin probleme uygulanabilecek hiçbir kanun hükmünün bulunmaması halinde hüküm içi boşluktan söz edilir.
7.      Kanunda yasa koyucunun isteği ve iradesi ile bir konuda boşluk bırakılmış olması halinde bilinçli boşluktan söz edilir.
8.      Örtülü boşlukta kanunda görünüşte bir hüküm vardır ancak hüküm uygulandığında açıkça adaletsiz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden buna örtülü boşluk denmektedir. Bu bakımdan açık boşlukta kural eksikliği varken, örtülü boşlukta kural aksaklığı olduğu söylenebilir.
9.      Hüküm içi boşluk hukuki öngörülebilirliği zedeleyen bir hukuk problemidir özellikle ceza kanunlarında bu tür boşlukların bulunması suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
10.   Yasalar arası çelişmezliği gözetmek yasa koyucunun iş yoğunluğunu önemli ölçüde arttıracaktır. Bu nedenle yasa koyucu çelişkilerin çözümünü yargıya bırakmalı ve yasalar arası çelişkiler yargı organları tarafından özel-genel yasa veyahut önceki-sonraki yasa vb. ilişkiler kurularak belirli ilkeler çerçevesinde giderilmelidir.
11.   Benzer yasal konular aynı yasa içerisinde düzenlenmeli farklı düzenlemelere dağıtılmamalıdır. Yasa, bir konu ile ilgili muhtemel soruların yanıtlandığı, olguların ve hukuki sonuçların birbirleri ile ilişkili biçimde ve birbirlerine yakın olacak şekilde belirtildiği bir kılavuz görünümü arz etmelidir.
12.   Eldeki sorunun bir düzenleme yapmayı gerekli kılıp kılmadığı önemli bir konu olup üzerinde ayrıntılı olarak durulmalıdır. Eğer eldeki sorun çok geniş kapsamlı ise, zamanla kendiliğinden çözülmesi mümkün değilse veya düzenleme dışı tedbirlerle çözülme imkânı yoksa bu konuda yasal düzenleme yapılmamalıdır.
13.   Yasa yapım süreçlerinde başka ülkelerin tecrübelerinin ele alınması çoğu zaman faydalıdır. Ancak diğer ülkelerin tecrübeleri kendi başlarına bir anlam ifade etmezler. Yasalar her zaman üzerinde işleyecekleri ülkenin özel koşulları ve gerçekliği çerçevesinde ele alınmalı ve karşılaştırılmalıdır.
14.   Bir kanunun belirli hükümlerini değiştirmek, kanunu bütünüyle değiştirmeye göre hazırlık tedbirleri bakımından çok daha yüksek maliyetli bir tercihtir.
15.   Kamu spotları, bilgilendirme kampanyaları ve benzeri etkinlikler vatandaşların davranışları üzerinde önemli etkiye sahiptir. Sağlık, enerji tasarrufu, trafik gibi konularda doğrudan yasal müdahaleye başvurmadan halkla ilişkiler ve bilinçlendirme yolu ile de istenen hedeflere ulaşılabilir.
16.   Belirli hedeflere, yaptırımdansa teşvik yolu ile ulaşmaya çalışmak daha etkili olabilir. Vergi indirimleri veya doğrudan devlet teşvikleri bu çerçevede kullanılan araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
17.   Yeni kanun yapmak nispeten hukuken boş bir alanda yapılmaktadır. Bu durum, çelişki ve çatışma ihtimalini arttırırken hata ve yasa boşluğu ihtimalini azaltır.
18.   Bir yasa üzerinde çok sayıda değişiklik yapılmış olması anlaşılırlığı azaltır. Üzerinde çok fazla değişiklik yapılmış olan bir yasaya bir değişiklik daha eklemektense yasayı bütünüyle yenilemek tercih edilmelidir.
19.   Yasa koyucu geriye dönük değerlendirme ile ileriye dönük değerlendirme arasında bir tercihte bulunmalı, iki değerlendirme türünü birlikte kullanmamalıdır.
20.   İleriye dönük değerlendirme yürürlüğe sokulacak düzenlemenin muhtemel etkileri hakkında daha yetkin bir öngörü ortaya koymak amacıyla, henüz yasama süreci tamamlanmadan yapılan değerlendirmedir.
21.   Geriye dönük değerlendirme ancak düzenleme yürürlükten kalktıktan sonra yapılabilir.
22.   Bir düzenleme son derece etkin ve aynı zamanda eldeki meselenin çözümü bakımından son derece elverişsiz olabilir.
23.   Elverişlilik ölçütü, yasanın hedef kitlesinin (bireyler, firmalar, kamu görevlileri vs.) gözlemlenebilen tutum ve davranışlarının yasanın yapılmasını emrettiği tutum ve davranışlara benzerliği ölçüsünde gerçekleşir. Diğer bir ifadeyle yasaya ne ölçüde uyulduğu ile ilgilidir.
24.   Verimlilik söz konusu düzenleme işlemiyle ilgili maliyet ve fayda dengesine ilişkin bir ölçüttür.
Maliyet, düzenlemenin salt maddi etkilerine ilişkindir, manevi etkilerin ölçülmesi mümkün olmadığından bunlar verimlilik değerlendirilmesinde göz önünde tutulmamalıdır