AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ
HUKUK FELSEFESİ TARİHİ ARA SINAVI 16.04.24 CEVAP ANAHTARI
Furkan
Kararmaz
1.
Antik
Atina tarihinde çağ geçişlerine neden olan olaylar nelerdir? Bu olayların
Atina’da siyasi ve hukuki kurumlara ve düşüncelere ne gibi yansımaları
olmuştur? Açıklayınız. (150 Puan)
2.
Kendinizi
Platon’a mı yoksa Aristoteles’e mi daha yakın görüyorsunuz? Yanıtınızı iki
düşünürün varlık (nedir), bilgi (nasıl biliriz) ve değer (ne yapmak gerekir)
kavrayışlarını karşılaştırarak gerekçelendiriniz. (150 puan)
3.
Sokratiklerin
varlık kavrayışı ile Stoacıların varlık kavrayışı arasındaki temel farklılık
nedir? Bu iki grubun varlık kavrayışındaki farklılık, etik/siyasi/hukuki
kavrayışlarında da farklılıklara neden olmuş mudur? Açıklayınız. (150 puan)
Cevap
1: Kent devletlerinin kurulması(30p) ve soylu sınıfının oluşması ile Karanlık
Çağ’dan Arkaik Çağ’a geçilmiştir. Bu dönemde Krallık yönetimi tasfiye edilmiş
ve aristokrasiye geçilmiştir. Kralın yetkileri arkhon adı verilen soylulara
bölüştürülmüş ve soylular meclisi olan Areopagos meclisi kurulmuştur. Yasama,
yürütme ve yargı yetkisi soyluların eline geçmiştir.(40p) Arkaik Çağ’da deniz
ticaretinin gelişmesi, deniz ve kara savaşlarında piyadelerin önem kazanması
gibi olaylar soylu olmayan halk kesimlerinin de siyasette ağırlık kazanmasına
neden olmuştur. Halk ile soylular arasında sınıf çatışması başlamış ve bu
çatışma Atina’da demokratikleşmenin temelini oluşturmuştur. Drakon, Solon ve
Kleisthenes’in reformları ile peyderpey aristokratik öğeler zayıflatılmış ve
demokratikleşme adımları atılmıştır. Perslere karşı Salamis Deniz Zaferi’nin
kazanılmasıyla Atina’da demokratik yaşam tahkim edilmiştir.(40p) Böylece Arkaik
Çağ’dan Klasik Çağ’a geçilmiştir. Klasik çağda Areopagos meclisi kapatılmış
yasama ve yargı yetkisi tüm erkek yurttaşların üye olduğu halk meclisine
verilmiştir. Yürütme yetkisi ise yine halktan kişilerce kurulan Bule ve
Prytaneis meclisleri ve halkın seçtiği magistratlar aracılığıyla
kullanılmıştır. Böylece Atina’da doğrudan demokrasi yönetimine
geçilmiştir.(40p)
Cevap
2. Platon varlıkta ideaları(15), bilgide anımsamayı(15), etikte fıtrata dayalı
sınıfsal ayrımları(15) savunmuştur. Aristoteles varlıkta maddi, şekli, gai ve
fail sebepleri(15), bilgide gözlem ve tümevarımı(15), etikte erdemliliği,
dağıtıcı-denkleştirici adaleti ve hakkaniyeti gözetmeyi ve zoon-politikon
tezini savunmuştur(15). (Öğrenci bu ayrımları belirttikten sonra hangi
düşünürün görüşlerini daha çok benimsediğini gerekçelendirerek yanıtladığı
takdirde tam puan alır.(60))
Cevap
3. Sokratiklerin varlık anlayışı düalist (ikici) (40)Stoacıların varlık
anlayışı monisttir (40)(tekçi). Platon idealar dünyası ve nesneler dünyası
ayrımı yapar, Aristoteles ise Tanrı ve evreni birbirinden ayrı görür. Bu
ayrımlar bu düşünürlerin hiyerarşik(35) bir evren anlayışına yönelmesine neden
olmuştur. Bu da son tahlilde toplumsal yaşamda da hiyerarşiler öngörmelerine
yol açmıştır. Stoacılar ise tanrıyı evrenin aklı/ruhu olarak görürler. Asıl
olan maddedir ve Tanrı maddeden ayrı düşünülemez. Tanrı, maddenin bir
fonksiyonudur. Evrendeki her varlık tanrının bir parçasıdır. İnsan diğer
varlıklardan farklı olarak Tanrısal aklın bir parçasını bünyesinde taşır ve bu
sayede evreni, Tanrı’yı ve kendi görevini anlayabilir. Tüm insanlar bu parçayı
taşırlar. Stoacıların bu görüşleri onların Sokratiklerden ayrılmalarına,
insanlar arasındaki hiyerarşileri yadsımalarına ve tüm insanların
eşitliğini(35) ve evrensel doğal hukuku savunmalarına yol açmıştır.