AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ
HUKUK FELSEFESİ VE SOSYOLOJİSİ VİZE SINAVI ÖRNEK CEVAP ANAHTARI[1]
1. Kuçuradi etiğinde, ön yargılara ve
kalıplara dayanarak yapılan ezbere değerlendirmeler değer biçme adını taşıyan değerlendirme türünü teşkil eder. (boşluğu
doldurunuz)
2.
Euthyphron ikileminin bugün hukuk felsefesi açısından anlam ve önemi
nedir?
3.
“Thomas Hobbes hukuk felsefesinde bir kırılma noktası teşkil eder” diyen bir
kişi, bu iddiasını hangi temellere dayandırabilir?
Antik
ve Ortaçağlardaki doğalcı/kozmik hukuk anlayışının yerini Hobbes’la birlikte
iradeci bir anlayışın aldığını görürüz. Hobbes’a kadar doğada Tanrısal
akıldan kaynaklanan bir düzen olduğu ve insanların da doğası itibariyle
siyasal hayvanlar (zoon politikon)
olmaları bakımından bu doğal düzene uygun olacak şekilde kendi yaşamlarını ve
toplumlarını düzenlemesi gerektiği düşüncesi kabul görmüştür. Platon’dan
Aquinolu Tommaso’ya kadar bu düşünce çizgisi izlenebilir. Hobbes ise bu
düşünceye tümüyle karşıt bir görüşü ortaya koymuştur. Ona göre doğada düzen
yoktur. Düzen doğal olarak var olmayan, ancak iradeyle kurulan bir şeydir.
Doğa hali karmaşanın, belirsizliğin ve kuralsızlığın egemenliğindedir. İnsanlar
doğaları itibariyle siyasal varlıklar değillerdir ancak çıkarları öyle
gerektirdiği için iradeleri ile toplumu ve siyasal düzeni kurarlar. İradenin
dışında bir kural kaynağı yoktur. Tespit edilebilir en yüce irade olan egemenin
iradesi hukuki doğruluk ve yanlışlık bakımından tek başvuru merciidir. Egemenin
iradesinin üzerinde, onu sınırlayan ya da ona ölçüt teşkil edebilecek başka
bir normatif (doğa, tanrısal akıl, ebedi akıl vs.) kaynak yoktur. Bu görüş
Hobbes’tan sonra kabul görmüş, doğalcı/kozmolojik hukuk kuramlarının geri
plana itilmesine ve pozitivist hukuk kuramlarının hukuk felsefesi alanında
hakimiyet kurmasına yol açmıştır. |
4.
Durkheim’a göre toplumsal bilinç ve devlet bilinci (idari bilinç) arasında ne
gibi farklar vardır? Örneklerle açıklayınız.
Durkheim’a
göre devlet toplumun düşünme organıdır. Uzmanlardan oluşur. Devlet, toplumsal
bilinçte muğlak halde bulunan tasarımları berraklaştırır. Bu bakımdan: -
Toplumsal
bilinç: Dağınık, kısmen bilinçdışı, önyargılı, öngörüsüz, manipülasyona açık,
kendiliğinden ve inceliksizdir. -
Yönetsel
bilinç: Örgütlü, derli toplu, hesapçı, odaklanmış ve berraktır. Sözgelimi
toplumun bir aşının yararı veya zararı konusunda uzman görüşüne sahip olması
beklenemez, korku, kaygı veya yanlış yönlendirmelerde hareket edebilir ancak
devlet, bünyesinde barındırdığı tıp uzmanları ile irrasyonel öğelerden uzak
uzun vadeli bir politika oluşturabilir. Toplum öfke ve korku ile idam cezası
talep ederken, devlet bünyesinde barındırdığı hukukçuların uzmanlığına
başvurarak bunun suçla mücadelede doğru bir yöntem olmadığı sonucuna
ulaşabilir. Bu
nedenle Durkheim’a göre, devlet yalnızca toplumun ne istediğini değil, aynı
zamanda onun için faydalı olanı aramalıdır. Devlet halktan aldığını düşünüp
tartmalıdır. Zaten onun varlık nedeni bir düşünce organı olmasıdır. Bu açıdan
devletin vatandaşların isteklerine indirgenmesi kabul edilemez. |
[1] Yanıtlar örnek niteliğindedir. Öğrencilerden birebir aynı cümleler beklenmez. Doğru bilgiler ve bağıntılarla oluşturulmuş başka yanıtlar da tam puan alabilir.